1 Eylül 2011 Perşembe

Eurobasket 2011 - Grup Aşaması 2. Maçlar


Eurobasket 2011'de ikinci grup maçları, ilk günden sonra ara verilmeksizin yapıldı. İlk günün aksine sürpriz sonuçlar vardı.

A Grubu'nda favoriler yollarına kayıpsız devam etti. İspanya grubun zayıf halkası Portekiz karşısında kalite farkını maçın en başından itibaren göstererek farkı açtı. İspanya'nın ana hücum silahları Pau Gasol ve Juan Carlos Navarro'ya hiçbir önlem alamayan Portekiz, bu ikiliye teslim oldu. İspanya kendisi açısından antrenman havasında geçen bu maçta farkı uğraşması durumunda otuzlara, kırklara çıkartabilirdi. Ancak İspanyollarda maçın sonlarında rehavet görüldü, son çeyrekte Portekiz 21-10'luk üstünlük sağlayarak maçın yalnızca 14 sayı farkla bitmesini sağladı. İspanya kendisine averaj hesabı yapmayacak kadar güveniyor olmalı. Ev sahibi Litvanya, ilk gün İspanya'yı çok zorlayan Polonya karşısında turnuvanın şu ana kadarki en iyi hücum performansını göstererek farka gitti. %69 gibi inanılmaz bir yüzdeyle şut atan Litvanya, özellikle oyun kurucusu Mantas Kalnietis'ten büyük verim aldı. Takımın şu anki durumuna bakılacak olursa, İspanya'dan daha hazır göründüklerini söylemek mümkün. Tüm takım birbirini tanıyor ve iyi paylaşım yapıyor gibi görünüyor. İlk gün Portekiz karşısında ter atan 12 Dev Adam için, Büyük Britanya maçının nispeten daha zor geçmesi bekleniyordu. Ama Portekiz karşısında pek kendisi gibi oynamayan Türkiye, oyun stilini sahaya tam olarak yansıtmayı başarınca Büyük Britanya karşısında 29 sayıyla tüm gruplarda ikinci maçların en farklı galibiyetini aldı. Özellikle alışılagelmiş yardımlaşmalı, gayretli Türk savunması kendisini ilk yarıda gösterdi. Ömer Aşık pota altında tam bir dominasyon yaratırken, oyuna dahil olan herkes savunmada üstüne düşeni yaptı. Henüz ilk çeyrekte Türkiye skoru 17-3'e getirerek maçı kopartmayı başardı. Emir Preldzic hücumdaki müthiş performansıyla dikkat çekti. En doğru pasları verdi, oyunu çok iyi yönlendirdi, skorlarını da buldu. Türkiye benchi, ilk beşinden tam 16 sayı fazla üretti. Büyük Britanya takımında Luol Deng yine tek başına takımı sürüklemeye çalışırken, ikinci bir skor opsiyonu hiç ortaya çıkmadı.

B Grubu'nda sürpriz olmadı. İlk gün çok iyi sinyaller veren Sırbistan, Letonya karşısında hücumda çok başarılıydı. Tüm takım topu çok iyi paylaştı ve giren oyuncular hep etkili oldular. Milos Teodosic bir kez daha sahada bir general gibiydi, Dusko Savanovic ve Nenad Krstic takımı skorda sırtladılar. Letonya ilk gün Fransa karşısında yaptığı gibi dış şutlarla sonuca gitmeye çalışsa da, savunmada Sırbistan'ın stratejilerine karşı hiçbir çözüm geliştiremeyerek mağlubiyeti aldı. Sırbistan bu grubu rahatlıkla süpürebilir. Turnuvanın en ilgi çekici takımlarından Fransa, ilk günün en büyük hayal kırıklıklarından İsrail'i çok rahat geçti. İsrail'in hem hücumda hem savunmada yokları oynaması, Fransa'nın kendini zorlamamasını sağladı. Hem içeriden hem dışarıdan bol bol skor bulan Fransızlar, atletikliklerini de kullanarak İsrail'in zorlamalarına çoğunlukla izin vermediler. Tony Parker, Nicolas Batum ve Joakim Noah üçlüsü çok uyumlu görünmeyi sürdürdüler. Fransa turnuvanın sürpriz ekiplerinden olmaya aday. İkinci günün en merakla beklenen maçında ise Almanya, İtalya'yı devirmeyi başardı. Son çeyreğe kadar çekişmeli giden maç, Robin Benzing'in kritik anlarda sahneye çıkmasıyla Almanya lehine döndü. Chris Kaman-Dirk Nowitzki ikilisi İtalya pota altını denize döktüler. Yalnızca bu ikili toplamda 29 ribaund almayı başarırken, (17'si Kaman, 12'si Nowitzki) İtalya takım halinde 34 ribaund aldı. İtalya'nın üç yıldızı da şut performansı olarak vasatın altında kaldılar. Danilo Gallinari 4/15, Andrea Bargnani 3/14, Marco Belinelli 6/14 şut isabetiyle oynadı. Dün ilk gün izlenimlerimi yazarken, İtalya hakkında "şut performanslarının hiç düşmemesi gerekiyor" demiştim. İtalya bugün bu konuda arızalandı ve mağlup oldu.

C Grubu, sürprize en açık grup olarak ilk gün dikkat çekmişti. Grubun favorilerinden Hırvatistan ikinci maçında tekleyerek dünkü sinyallerin boşuna olmadığını gösterdi. Makedonya, Hırvatistan'ı devirdi. İki takımın da hızlı guardları olduğunu hesaba katarsak, Hırvatistan'ın yalnızca 1 top çalmış olması bir şeyleri açıklıyor aslında. Şut performansı olarak Hırvatistan çok daha öne çıkmış olsa da, kirli işlerde Makedonya başarılıydı. Makedonya şut zorlamaktansa rakibine faul aldırmayı yeğleyen bir mentaliteyle oynadı ve bunun meyvesini aldı. Tam 28 kez faul çizgisine gidip bunların 23'ünü sayıya çevirdiler. Hırvatlar yıllar sonra büyük bir hayal kırıklığı yaşamaya doğru gidiyorlar. İlk gün sürpriz şekilde iyi basketbol oynayan elemeden bilet alıp turnuvaya gelmiş Finlandiya, Yunanistan karşısında darmadağın oldu. Yunanistan'ın kalıplı uzunları, Finlandiya'nın ince ve güçsüz uzunlarını adeta domine ettiler. İlk 15 dakikanın sonunda Yunanistan'ın 33 sayısının 30'u boyalı bölgeden gelmişti. Ioannis Bourousis 19 sayıyla takımına liderlik etti. Yunanistan turnuvada bir yere gelecekse, bu uzunları sayesinde olacak, burası kesin. İlk gün Makedonya'yı yenen Karadağ, Yunanistan'ı zorlayan Bosna Hersek'e teslim oldu. Yugoslav ekolünün iki temsilcisinin maçında savunmalar pek ön planda değildi. Bosna tam 15 üç sayılık isabet üretti, bunların 5'i Mirza Teletovic'ten geldi. Dün Yunanistan'ı sallamalarına rağmen yıkamamalarının sebebi olarak Teletovic'in 9'da 0 üçlük atmasını göstermiştim. Bugün onun iyi performansı Bosna galibiyetinde anahtar oldu. Karadağlı Vladimir Dasic, ilk maçtaki 20-16'lık harika performansından sonra, bu maçta da 14-11-7 ile triple double'a yakın bir performans gösterdi. Karadağ iyi basketbol oynuyor, gruptan çıkmaları muhtemel.

D Grubu'nda maçlar çok yakın geçti. Slovenya, kendi seviyesinin çok altındaki Ukrayna karşısında çok zorlandı. Takım olma hüviyetine hala kavuşabilmiş değiller, seviye farklarıyla iki maçlarını da kazandılar. Sloven guardlar inanılmaz şekilde etkisizdi bu maçta, uzunlar Slovenya'ya sonucu getirdi. Ukrayna rakibini zorlamış olsa da bu maçı kaybetmeleri, pek de geleceklerinin olmadığını gösterdi. Rusya, Gürcistan'ı yenerken Andrei Kirilenko takımını sırtladı. Viktor Khryapa sadece 1 sayı üretirken, kendisinden beklenmedik şekilde yaptığı 7 asist dikkat çekiciydi. Gürcistan'da ilk maçta takımını galibiyete sürükleyen Zaza Pachulia'nın 11'de 3 şut isabetiyle oynaması, onları mağlubiyete götürdü. İlk maçlarda turnuvanın en kötü takımı olarak görünen Belçika, kendileri ve Portekiz'le birlikte en zayıf takım olan Bulgaristan'a da teslim olarak, en kötü ünvanını sağlamlaştırdı. Bulgarların oyun kurucusu Earl Rowland, Belçika guardlarını yerlere düşürdü maçta. D Grubu'nun seyir zevki açık ara en düşük grup olduğunu söylemek zor değil.

---------------------------------------

GÜNÜN LİDERLERİ

Sayı

1. Nenad Krstic (Sırbistan) : 23
2. Mirza Teletovic (Bosna Hersek) : 23
3. Luol Deng (Büyük Britanya) : 22
4. Dirk Nowitzki (Almanya) : 21
5. Petteri Koponen (Finlandiya) : 21

Ribaund

1. Chris Kaman (Almanya) : 17
2. Danilo Gallinari (İtalya) : 11
3. Vladimir Dasic (Makedonya) : 11
4. Ioannis Bourousis (Yunanistan) : 10
5. Ömer Aşık (Türkiye) : 9

Asist

1. Milos Teodosic (Sırbistan) : 9
2. Tony Parker (Fransa) : 8
3. Vladimir Dasic (Karadağ) : 7
4. Victor Khryapa (Rusya) : 7
5. Emir Preldzic (Türkiye) : 6

Blok

1. Enes Kanter (Türkiye) : 3
2. Ioannis Bourousis (Yunanistan) : 3
3. D.J. Mbenga (Belçika) : 2

Top Çalma

1. Nicolas Batum (Fransa) : 6
2. Antonio Tavares (Portekiz) : 3
3. Juan Carlos Navarro (İspanya) : 3

---------------------------------------

GÜNÜN PERFORMANSLARI

Dirk Nowitzki (Almanya) : 21 Sayı - 12 Ribaund - 2 Asist
Chris Kaman (Almanya) : 17 Sayı - 17 Ribaund - 0 Asist
Vladimir Dasic (Karadağ) : 14 Sayı - 11 Ribaund - 7 Asist
Mantas Kalnietis (Litvanya) : 19 Sayı - 6 Ribaund - 6 Asist
Tony Parker (Fransa) : 21 Sayı - 8 Asist - 1 Ribaund 


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder