NBA'de başarı için üstün hücumun hiçbir zaman yeterli olmayacağı, geçen yıllarda sürekli olarak ispatlanmış bir olgu. 2005 yılında şekillenmiş muhteşem hücumcu Phoenix Suns'ın, ligin açık ara en iyi takımı gibi görünmesine karşın takım savunmasında başarılı olan Dallas Mavericks ve San Antonio Spurs'e teslim olarak şampiyonluk kazanamadan dağılmış olması, zihinlerdeki en berrak örnek.
Geçmiş şampiyonlara bakıldığında, savunma gücü düşük hiçbir takım bulamazsınız. Ligin kuruluşundan beri, üstün savunmayı iyi ve üstü hücumla birleştiren takımlar hep sonuca gitmeyi başardılar. San Antonio Spurs'ün, Detroit Pistons'ın şampiyonlukları hala zihinlerde ve bu şampiyonluklardaki kilidin takım savunması olduğunu reddetmek abes olur. Yine de, tüm bu örneklere karşın NBA'de halen sistemini tamamen hücüm üstüne kuran ve bu şekilde başarı arayan takımlar yok değil.
En yakın örnek, tıpkı 2005 Suns'ı gibi Mike D'Antoni tarafından çalıştırılan New York Knicks. Bu işin formülü aslında gayet basit. Eğer beşinizde en az üç oyuncu iyi ve üstü savunma seviyesine sahip değil ya da takımı taşıyan oyuncularınızdan en az ikisi iyi savunmacı değilse başarıya gitme ihtimaliniz çok düşüktür. Knicks'in beşine baktığımızda, takımı taşıyan oyuncuların Carmelo Anthony, Amar'e Stoudemire ve yeni patlama yapan Jeremy "Linsanity" Lin olduğunu görüyoruz. Bu üç oyuncu da kötü savunmacılar olmakla birlikte, beşin diğer iki halkası Tyson Chandler ve Landry Fields'ın üstün savunmacı olmaları hiçbir çözüm sağlamamakta. Aslında önemli savunma potansiyeline sahip bu üçlüden en az birisi kendini savunmaya vermedikçe Knicks için başarı çok uzakta duruyor.
Şu sezon için şampiyonluk adaylarına bir göz attığımızda, bahsettiğim formülün uygulandığını görüyoruz. Miami Heat, olayın iyice absürdleştiği bir takım keza ilk beşlerindeki dört oyuncu çok iyi savunmacı, diğeri (Chris Bosh) de kötü bir savunmacı değil. Bu kadar absürd örneğe de gerek yok. Oklahoma City Thunder'ın ilk beşinde, Kevin Durant üzerinde savunma beklentisi olmayan bir isim. Russell Westbrook da sağlam top çalma yeteneklerine karşın savunmada üstüne fazla yüklenilen bir isim değil. Ancak takımın diğer ilk beş oyuncuları Kendrick Perkins, Serge Ibaka ve Thabo Sefolosha'nın üstün savunmacılar oluşu, Thunder'ı yükseklerde tutuyor. Sefolosha'nın sakat olduğu şu son dönemde Daequan Cook ilk beş çıkarken Westbrook'un savunma performansını arttırmış olduğu gerçeği şimdi biraz daha mantıklı geliyordur herhalde. Diğer şampiyonluk adayı Chicago Bulls'ta ise Derrick Rose ve Carlos Boozer'dan savunma katkısı beklenmezken, Luol Deng ve Joakim Noah sağlam savunmalarıyla ilk beşi ayakta tutuyorlar. Geçen sene Bulls'un Heat'e toslamasında en büyük sebep, SG pozisyonunda sağlam bir kilitleyicilerinin olmamasıydı. Bu sene tecrübeli Richard Hamilton'ı alarak ve Ronnie Brewer'ı aktifleştirerek bu açıklarını kapattılar ve geçen seneye oranla çok daha büyük bir şampiyonluk adayı haline geldiler.
Basketbol aslında çok basit görünen bir oyun ancak stratejiler her şeyi belirliyor. Savunması sağlam olmayan bir takımın bu ligde şampiyonluk hayalleri kuramayacağı kesin, ancak sağlam olan takımlarda fark yaratan şeyin de hücum olduğu aşikar.
Geçmiş şampiyonlara bakıldığında, savunma gücü düşük hiçbir takım bulamazsınız. Ligin kuruluşundan beri, üstün savunmayı iyi ve üstü hücumla birleştiren takımlar hep sonuca gitmeyi başardılar. San Antonio Spurs'ün, Detroit Pistons'ın şampiyonlukları hala zihinlerde ve bu şampiyonluklardaki kilidin takım savunması olduğunu reddetmek abes olur. Yine de, tüm bu örneklere karşın NBA'de halen sistemini tamamen hücüm üstüne kuran ve bu şekilde başarı arayan takımlar yok değil.
En yakın örnek, tıpkı 2005 Suns'ı gibi Mike D'Antoni tarafından çalıştırılan New York Knicks. Bu işin formülü aslında gayet basit. Eğer beşinizde en az üç oyuncu iyi ve üstü savunma seviyesine sahip değil ya da takımı taşıyan oyuncularınızdan en az ikisi iyi savunmacı değilse başarıya gitme ihtimaliniz çok düşüktür. Knicks'in beşine baktığımızda, takımı taşıyan oyuncuların Carmelo Anthony, Amar'e Stoudemire ve yeni patlama yapan Jeremy "Linsanity" Lin olduğunu görüyoruz. Bu üç oyuncu da kötü savunmacılar olmakla birlikte, beşin diğer iki halkası Tyson Chandler ve Landry Fields'ın üstün savunmacı olmaları hiçbir çözüm sağlamamakta. Aslında önemli savunma potansiyeline sahip bu üçlüden en az birisi kendini savunmaya vermedikçe Knicks için başarı çok uzakta duruyor.
Şu sezon için şampiyonluk adaylarına bir göz attığımızda, bahsettiğim formülün uygulandığını görüyoruz. Miami Heat, olayın iyice absürdleştiği bir takım keza ilk beşlerindeki dört oyuncu çok iyi savunmacı, diğeri (Chris Bosh) de kötü bir savunmacı değil. Bu kadar absürd örneğe de gerek yok. Oklahoma City Thunder'ın ilk beşinde, Kevin Durant üzerinde savunma beklentisi olmayan bir isim. Russell Westbrook da sağlam top çalma yeteneklerine karşın savunmada üstüne fazla yüklenilen bir isim değil. Ancak takımın diğer ilk beş oyuncuları Kendrick Perkins, Serge Ibaka ve Thabo Sefolosha'nın üstün savunmacılar oluşu, Thunder'ı yükseklerde tutuyor. Sefolosha'nın sakat olduğu şu son dönemde Daequan Cook ilk beş çıkarken Westbrook'un savunma performansını arttırmış olduğu gerçeği şimdi biraz daha mantıklı geliyordur herhalde. Diğer şampiyonluk adayı Chicago Bulls'ta ise Derrick Rose ve Carlos Boozer'dan savunma katkısı beklenmezken, Luol Deng ve Joakim Noah sağlam savunmalarıyla ilk beşi ayakta tutuyorlar. Geçen sene Bulls'un Heat'e toslamasında en büyük sebep, SG pozisyonunda sağlam bir kilitleyicilerinin olmamasıydı. Bu sene tecrübeli Richard Hamilton'ı alarak ve Ronnie Brewer'ı aktifleştirerek bu açıklarını kapattılar ve geçen seneye oranla çok daha büyük bir şampiyonluk adayı haline geldiler.
Basketbol aslında çok basit görünen bir oyun ancak stratejiler her şeyi belirliyor. Savunması sağlam olmayan bir takımın bu ligde şampiyonluk hayalleri kuramayacağı kesin, ancak sağlam olan takımlarda fark yaratan şeyin de hücum olduğu aşikar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder